Bursa; 03.05.2007
ELİM TİTRİYOR
Elim titriyor, çenem titriyor, dilim titriyor, vücudum titriyor, kalbim titriyor.
Önce gazetem için. 12 yıldır bu gazetede yazıyorum. Yazılarımın tek satırına dokunulmadı. (Reklam kuvvetlerinin hücumu olduğu zaman 2 haftaya uzatıldı.) Ağır şeyler yazarsam önce gazeteme yazık.
Kalbim titriyor. Ülkem için. Bütün uğraşlarımız için, ekonomi için, halkımız için ve demokrasi için. Hani birileri demişti ya “kendim için bir şey istiyorsam namerdim.” Onu diyorum. Bilenler bilir, boğazı dokuz boğumlu olmayan, içi dışında, kendi doğrularını açıkça savunan, söyleyen biriyim.
Ülkem için zararlı olduğuna inandığım konularda da karşımdakileri kırmaktan çekinmem. Son olaylarda, çok sevdiğim bir insanla da ipleri kopardık. Ben, her ne kadar bu köşede yazıyorsam da sıradan bir insanı oynuyorum. Ben bir arkadaşımla ipleri koparabilirim, küsebilirim. Ancak ülkeyi yöneten siyasiler, bürokratlar, askerler ve sivil toplum örgütleri benim hareket lüksüme sahip değildirler. Eline, beline, diline hakim olmalı, dokuz düşünüp bir konuşmalıdır.
- Yasalarımızda, çalışmayı, gelişmeyi seçimi önleyen hükümler varsa tıpkı değerli dostum Ertuğrul Yalçınbayır’ın yaptığı gibi zamanında ikaz etmeli. Bu bildiklerini ülkeye tuzak kurmak için kullanmamalı.
- Siyasiler, 21.inci yüzyılda olduğumuzu unutmamalı. Biraz dahi olsa gerilemeyi (gerek dini, gerek toplumsal ve gerekse siyasi manada) hatırlatan davranışlardan kaçınmalı.
- Bürokrat ve askerler de 21. yüzyıldaki çağdaş bürokrat ve askerler gibi hareket etmelidir.
Bu kadar serzenişten sonra başka hatırlatmalar yapmak istiyorum.
1- Daha önce Türkiye ve Borç Batağı isimli yazımda belirttiğim gibi Türkiye, milli gelire göre borçluluk oranı sıralamasında dünyada 28. sıradadır. Aynı sırada ABD ve Fransa da vardır. Japonya, İtalya, Yunanistan, İsrail, Mısır, Belçika, Macaristan, Almanya, Portekiz ve Kanada bizden üst sıralarda, yani kısaca bizden çok daha borçlu durumdadır.
Fakat onlar bizden %3-4 faiz oranı ile borçlanırken biz %17-20 ile borçlanıyoruz. Bunun sebebi ise istikrarsızlık, risk primi. Birdenbire patlak veren güç denemeleri, kitapçık atmalar, muhtıralar.
2- Ülkenin borç yapısı değişmiştir. Devletin dış borcu daha az. Artık risk özel sektörde. Son olaylar gibi olaylar önce özel sektörü etkiler. Bu böyle biline.
3- Fert başına milli gelir arttıkça veya toplam gayri safi milli hasıla arttıkça bu tip yanlış hareketlerin ülkeye etkisi zararı azalıyor.
4- Merkez bankasının 2001 den sonraki rezerv ve para politikasının da bu tip krizlere karşı etkili olduğu anlaşılmıştır.
Tekrar edeyim, elim, kalbim, dudaklarım ve vücudum titriyor ülkem ve insanlarım için. Herkesin aklını başına toplamasını ve tam bir demokrasi, demokrasiye inanç istiyorum.
Karşılıklı anlaşma istiyorum. İnsanlarımızın birbirine güvenmesini istiyorum.
Yeminli Mali Müşavir
Cevdet Akçakoca