Bursa; 29.11.2007
Ben Yaptım Oldu veya Transfer Fiyatlandırması Tebliği
18.11.2007 tarih 26704 sayılı Resmi Gazetede “Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hakkında (1) seri no.lu genel tebliğ” 53 sayfa olarak yayımlandı.
Bu tebliğin her bir maddesini ayrı ayrı yazı konuları yapacağız. Ancak bugün genel olarak tebliği ve bize göre yanlışlarını açıklamaya çalışacağız.
1- Tebliğ genel olarak transfer fiyatlandırması yolu ile örtülü kazanç dağıtımının nasıl olacağını anlatıyor.
2- İlişkili kişileri tarif ediyor.
3- İlkeler ve fiyatlandırmayı düzenliyor.
4- Kurumlar Vergisi beyannamesine “transfer fiyatlandırması, kontrol edilen yabancı kurum ve örtülü sermayeye ilişkin form” ekleneceğini belirtiyor.
5- Büyük mükellefler vergi dairesi mükellefleri “yıllık transfer fiyatlandırması raporu” hazırlayacaklardır.
6- Diğer kurumlar vergisi mükellefleri ve gelir vergisi mükellefleri, hesap dönemi içinde yurtiçi veya yurtdışı ilişkili kişilerle işlemleri ile ilgili bilgileri hazır tutacaklar ve istenmesi halinde idareye ibraz edeceklerdir.
İşte bu ibare var ya, bu ibare mükellefleri canından bezdirecek işlemlerin ta kendisini ifade eden bir ibaredir.
Bu ibare, nerden buldun yasasının yeni bir şeklidir. Serbest bölgelerde mükelleflere yapılan muamelenin artık her işlemde yapılacağını göstermektedir. Herhangi bir denetim elemanı, kaşını gözünü beğenmedim, bu fiyatı beğenmedim diyerek sizi günlerce inceleyecek ve diyelim ki yanınızda çalışan mühendise veya muhasebe yetkilisine piyasadan ucuza verdiğiniz kullanılmış firma arabası için size matrah farkı çıkaracaktır.
Yahut, herhangi bir uzak yakın ilişkiniz bulunan kişinin ortak olduğu, diyelim ki satışlarınızın %60’ını yaptığınız ve yığın satış yapılması nedeniyle 500 liralık malı 490 liraya sattığınız bir firmaya olan satışlarınızdan dolayı size fark çıkarılabilecektir.
Böyle bir farkı içeren raporlar, muhakkak ki yargıda düşer. Düşer ama siz de bu arada düşersiniz.
Biliyorsunuz ki artık mükellefin hele hele ihracatçı ise yargıya başvurma hakkı dolaylı olarak engellenmiştir.
Çünkü, eğer çıkarılan vergi farkını ve cezayı peşinen ödemezseniz,
a) Maliyenin kara listesine giriyorsunuz.
b) Yurtdışı çıkış yasağı oluyor.
c) KDV iadenizi alamıyorsunuz.
Bu durumda eliniz kolunuz bağlanıyor.
Gelelim tebliğle ilgili bir başka yanlışlığa; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi kanununun transfer fiyatlandırması ile ilgili 13. maddesinin son fıkrası “transfer fiyatlandırması ile ilgili usullerin Bakanlar Kurulunca belirleneceğini” hüküm altına almıştır.
Gelirler kontrolörü Sayın Emre Kartaloğlu’nun bir yazısında belirttiği ve benim de, bildiğim kadarı ile böyle bir Bakanlar kurulu kararı yoktur.
Bu tebliğ, müracaat halinde iptal edilecek bir tebliğdir.
Yazının başında belirttiğim gibi tebliğin her maddesi ayrı bir makale konusudur. Bu ilk yazımızda ben yaptım oldu zihniyeti ile hazırlanan ve yasanın amir hükmünü göz önüne almayan bir düzenlenmeden ve inceleme elemanına verilmiş olan korkunç yetkilerden bahsettik.
Tebliğlerden, düzenlemelerden değil şikayetimiz. Şikayetimiz hep kayıtlı mükellefin üzerine gidilmesinden.
Bir defterdar arkadaşımız, bir zamanlar “Cevdet Bey, bugünkü maliyenin zihniyeti kayıtlı mükellefin baştan suçlu kabul edilmesidir.” diyordu.
İşte bu zihniyetten vazgeçilmelidir.
Okuyucularıma, mükelleflere, muhasebe sorumlularına, patronlara 53 sayfalık bu tebliği okumalarını, ezberlemelerini ve buna göre tedbir almalarını tavsiye ediyorum.
Yeminli Mali Müşavir
Cevdet Akçakoca