Bursa, 25.Mart.2010
YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ NİYE VERİLMEK ZORUNDADIR?
Mart ayı gelince gerek mükelleflerde ve gerekse muhasebecilerde bir telaş başlar bildiğiniz gibi. Beyanname verme telaşı.
Öbür taraftan Maliye Bakanlığı da gerek menkul sermaye iratları ve gerekse gayrimenkul sermaye iratları (kira geliri) olanların beyanname vermesini, aksi takdirde mükelleflerin muhtelif cezalarla karşı karşıya geleceğini davul zurna ile denecek şekilde ilan eder.
1.Ticari kazanç kaç para olursa olsun beyan edilecektir.
2. Menkul sermaye iratlarına geldiğimizde bir takım istisnalar bulunduğu görülmektedir.
a. gerçek kişilerce 2009 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının bir kısmı 22.000 TL. yi aşması halinde , bir kısmı ise vergi kesintisine tabi olmadıkları halde 1.070 TL. yi aşması halinde yıllık beyanname ile beyan edilmesi mecburdur.
22.000 liralık istisnaya baktığımızda tam mükellef kurumlardan elde edilen kar paylarının 22.000 lirayı aşması halinde beyan edilmesi şartı ile karşılaşıyoruz.
Menkul sermaye iratlarının indirim oranı ve istisna uygulandıktan sonra kalan kısımları 22.000 lirayı aşması halinde beyanname verilmesi gereklidir.
Durumu bir örnekle açıklayalım.
Varsayalım ki bir şirketten aldığımız kar payı 50.000 liradır. Bu 50.000 lira kar payı tarafımıza dağıtılırken %15 stopaj kesilmiş ve kesilen stopajın miktarı 7.500 lira olmuştur. Biz , bu kar payını beyan ederken yarısını beyan edeceğiz. Bu tutar da 25.000 lira olacaktır. 25.000 liranın ödenmiş sayılan vergisi 7.500 lira olarak yazılacaktır. 25.000 liranın beyannamede hesaplanan vergisi ise 4.775 lira olacaktır. Bu durumda Maliye’nin tarafımıza 2.725 lira iade etmesi gerekecektir.
Hemen , hepimizin aklına gelecek olan soru ve çözüm aynı olacaktır. Bu kar payını beyan ettiğimiz takdirde , hem bir sürü bürokrasi işlemi ile uğraşıyoruz, hem de Maliye bize 2.725 lira iade etmek zorunda kalıyor. Öyle ise hem mükellefin rahatı, hem bürokratik işlemlerden kaçınmak için bu tip kazançlarda beyanname verme sınırı niye artırılmıyor.
Değerli okuyucular, işte şunun için beyanname verme sınırı artırılmıyor.
193 sayılı Gelir Vergisi kanununun Menkul sermaye iratlarında istisnaları düzenleyen 22. maddenin 2. fıkrası aynen şöyledir.
Tam mükellef kurumlardan elde edilen, 75. inci maddenin ikinci fıkrasının (1),(2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarının yarısı gelir vergisinden müstesnadır. İstisna edilen tutar üzerinden 94.üncü madde uyarınca tevkifat yapılır ve tevkif edilen verginin tamamı; kar payının yıllık beyanname ile beyan edilmesi durumunda yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilir.
İşte bu madde hükmü gereğince , istisnanın geçerli olabilmesi için beyanname verilmesi şarttır. Mükellef, ben devletten para almak , iade almak istemiyorum öyle ise beyanname vermeyeyim dediği taktirde aldığı kar payının yarısı istisna hükmünden yararlanma hakkını kaybeder ve bu durumda yukarıdaki örneğimizde hesaplanacak vergi 11.525 liraya çıkar ve mükellef 4.025 lira daha vergi ödeyeceği gibi vergi ziyaı cezası ile karşı karşıya kalacaktır.
Bu madde değiştirilmediği takdirde her mükellef kar payları için vergi vermeye ve maliyeden vergi iadesi istemeye mecbur olacaktır.
3. Gayrimenkul sermaye iratlarında da yani kira geliri elde edilmesi halinde de buna benzer istisnalarla karşılaşıyoruz.
a. Sadece mesken kira geliri olanların yıllık kira geliri 2.600 lirayı aştığı takdirde beyanname vereceklerdir.
b. İşyeri kira geliri üzerinden vergi kesintisi yapılanlardan kira gelirlerinin brüt tutarı 22.000 lirayı aşanlar beyanname vereceklerdir.
Kira gelirlerinde yukarıdaki gibi hesap yapmayacağız. Aynı sistemde bilhassa işyeri kira gelirlerinde belli bir tutara kadar mükellefe vergi iadesi çıkmaktadır. Burada da bürokratik işlemlerden kurtulmak, beyanname vermemek ve maliyeyi de zarara uğratmamak için beyanname verilmemesi düşünülebilir.
Burada da 193 sayılı Gelir vergisi kanununun 21. maddesi gündeme gelmektedir. Bu maddeye göre
Binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hasılatın 2.600 lirası gelir vergisinden müstesnadır. İstisna haddi üzerinde hasılat elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamaz.
Gelir vergisi kanununun 21 ve 22. maddelerini beraber düşündüğünüzde beyanname vermek mecburiyetinde olduğunuz, beyanname vermemek devletin lehine olduğu halde beyanname vermediğiniz takdirde bir takım istisna ve indirim haklarının kaybolacağı ve bu durumda vergi ödemek zorunda olduğunuz ortaya çıkıyor. Öyle ise bu maddeler gereğince beyanname verilecektir.
İlgili bu yasa maddeleri değişmediği takdirde de hem mükellef, hem devlet idaresi gereksiz yere beyanname verilmesi ve vergi iadesi ile uğraşmaya devam edecektir. Belki de devlet , millete eziyet etmeyi değil de , yükümlülüklerini hatırlatmayı tercih ediyor ve alışırsınız, alışırsınız demek istiyordur diye düşünüyorum.
Siz ne dersiniz sevgili okuyucular, beyanname vermeye devam ederek alışalım mı, yoksa devlet boşuna yapılan bazı işlemleri düzelterek işleri kolaylaştırmalı mı?
Cevdet Akçakoca
Yeminli Mali Müşavir