Bursa, 27.Ocak.2011
ENERJİ KONUSUNDA İHTİSAS MAHKEMELERİ KURULMALI VEYA VAZİFELENDİRİLMELİDİR.
Bu sütunlarda daha önce de enerji konusunda yazılar yazmış ve bazı yanlış bilinen gerçeklerin gerçek durumlarını dile getirmeye çalışmıştım.
Enerji konusunda Arthur Hailey’in ülkemizde 1970 li yıllarda çıkan GERİLİM isimli kitabını okuduğumda şaşkına dönmüştüm. Bir yaz döneminde, özel bir şirketin sahibi olduğu santral. Yazın klimaların çok enerji tüketmesinden dolayı elektrik kesintisi oluyor. İnanılacak gibi değil. Yazın daha fazla elektrik mi tüketilirmiş. Hayret, ama bu yıl yani 2010 yılında klimaların çok kullanılışından dolayı Türkiye tarihinin en fazla enerji tüketimini gerçekleştirdi. O zaman GERİLİM kitabında yazılanlara inanmış oldum.
Daha sonra, İngiltere başta olmak üzere dünyada özelleştirmeler başladı. Elektrik üretim , tüketim ve dağıtımları devletten özel sektöre verilmeye başlandı. Zaman geçti, ülkemizde de özelleştirmeler başladı. Ama öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki dünyada sanki bu olaylar hiç olmamış, özelleştirme ilk defa oluyor gibi , sanki Amerika’yı yeniden keşfediyoruz gibi, devletçi kafadan vazgeçmeden bir takım uygulamalarla karşılaşıyoruz.
Soon derece yetkili olması gereken bir EPDK (Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu) sorunları çözeceğine sorunların artmasına ve bir sorun yumağı olmasına sebep oluyor. EPDK yetkilerini gerektiği gibi kullanmayınca, düzenlemeleri doğru dürüst yapmayınca olaylar mahkemelere intikal ediyor.
Oysa özelleştirilen elektrik konusu neleri içeriyor bir bakalım.
a. Elektrik mühendisliği (üretim, dağıtım ve kayıp kaçak konularını içeriyor)
b. Elektrik üretimi, doğalgaz, kömür, yenilenebilir enerjiden dolayı uluslar arası hukuku bile ilgilendiriyor.
c. Elektrik dağıtımı sebebiyle belediye mevzuatını, Türk Ticaret ve Borçlar hukukunu da ilgilendiriyor.
Elektrik konusu bu kadar dağınık ve karmaşık konuları içerince, kavram
kargaşasına da sebep oluyor. Mesela , iki hafta önce bir haber, devlet kayıp kaçak kadar elektriğe zam yaptı. Oysa böyle bir olay yok.
Bu haberin içeriğini çözebilmek için elektrik tarife yapısını incelemek gerekiyor.
Maalesef, elektrik fiyatında bir değişme olmadığı halde, EPDK ( Elektrik Piyasası Denetleme Kurumu) hangi düşüncelerle olduğunu bilmediğimiz bir şekilde, bir takım uygulamalar yapıyor, alışılmış uygulamaları değiştiriyor. Oturmamış olan mevzuatı bir daha altüst ediyor. Uygulamacılar ne yapacağını bilmez bir hale geliyor.
En son tarifeye gelelim. Türkiyedeki elektrik tarifesi aşağıdaki gibidir.
BF= PST+İST+DSK+PSH+KK+EF+TRT+BTV
Buyurun bakalım ne anladınız? Açalım.
Birim fiyat= Perakende satış tarifesi+iletim sistem kullanım bedeli+dağıtım sistem kullanım bedeli,+perakende satış hizmet bedeli+kayıp kaçak bedeli+enerji fonu+trt payı+belediye tüketim vergisi. Tabii bunun üzerine bir de Katma Değer vergisi gelecek. Nasıl? Çok anlaşılır bir tarif değil mi?
İşte bu tarifin bileşenleri içinde daha önce kayıp kaçak bedeli yoktu, daha doğru bir ifade ile kayıp kaçak bedeli, perakende satış tarifesinin içinde idi. Şimdi, hangi gerekçe ile olduğunu bilemediğimiz bir nedenle ile EPDK bu kayıp kaçak bedelini , perakende satış tarifesi veya fiyatının içinden çıkardı. Bu durumda ne oldu biliyor musunuz?
Elektrik üreticilerinin elde edileceği hasılat azaldı, bu şirketlerin hasılatı yani geliri azaldığı için onların iskontolu satış fiyatı azaldı. Tabii üretim şirketlerinin cebinden bu para çıkmış oldu. Onlar yani üretim şirketleri ceplerinden çıkan parayı azaltmak için tüketicilere yaptıkları iskontoları ister istemez azaltacaklar.
Tabii, haklı olarak bu durumda dolaylı bir zam meydana gelecek. İşte buyurun size sonuç.
Buraya kadar anlattıklarım, zannediyorum, bir çok okurumuzun kafasında ağrılar girmesine sebep oldu. Durun daha bir de bu yazdıklarımın arasına rakamları koysam ne olur? Düşünebiliyor musunuz?
Cebir ve yüksek matematik dersinde gibi oluruz vesselam. Onun için rakamlara girmeyelim.
Şimdi, yazımızın başlığına gelelim.
Yazımda sadece fiyat tarifesi ile ilgili basit bir konuyu anlatmaya çalıştım. Elektrik piyasası mevzuatı, kanun, kararname, tüzük, yönetmelik ve EPDK kararlarından müteşekkil binlerce sahifelik bir mevzuattır. Tamamen özel olarak hukuk ve mühendislik konularını içerir. Düşünün ki bu konuda bir ihtilaf doğduğunda bundan birkaç yıl önce HANGİ MAHKEMENİN ELEKTRİK KONULARINI İNCELEMESİ GEREKTİĞİ KONUSUNDA MAHKEME KARARININ ALINMASI EN AZ ÜÇ (3) YIL SÜRÜYORDU.
GÖREVLİ/YETKİLİ MAHKEMENİN TAYİNİNİN 3 YIL SÜRDÜĞÜ BİR DAVA DA NETİCEDE 7-8 YILDAN ÖNCE BİTMEYECEK DEMEKTİR.
Öyle ise, hele hele son yapılan enerji dağıtım ihalelerinden sonra kesinlikle ENERJİ KONUSUNDA ÖZEL İNCELEME YAPABİLECEK İHTİSAS MAHKEMELERİNE ihtiyaç vardır diyor ve konuyu ilgililerin dikkatine sunuyorum.
Cevdet Akçakoca
Yeminli Mali Müşavir