Bursa, 15.Ocak.2013
BİLANÇOLARDAKİ PROBLEM : KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER
Hatırlanacağı gibi 6111 sayılı bazı alacakların yeniden yapılandırılması veya kısaca halk arasında AF YASASI adı da verilen yasa 13.2.2011 tarihinde kabul edilerek resmi gazetede yayımlanmış ve yine 30.Nisan.2011 tarih ve 27920 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2011/1713 sayılı karar ile (bazı başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri) uzatılmıştır.
Muhasebe kayıtlarına alınacak af yasası konularını hatırlayalım.
1. 2006-2009 arası muhtelif vergilerde Matrah artırımı
2. İşletmede bulunmayan mallar
3. İşletmede bulunmayan makine, techizat ve demirbaşlar
4. Kasada bulunmayan nakitler
5. Hakikatte olmayan ortaklar cari hesabının silinmesi
6. Sgk ödemeleri ve affı
Gibi konularda ilgili idarelere müracaat edilmiş ve yeniden yapılandırılan borçlar, muhasebe kayıtlarına alınmıştır.
Muhasebe kayıtlarında 689 no.lu DİĞER OLAĞANDIŞI GİDER VE ZARARLAR hesabı kullanılmıştır.
689 no.lu hesap kullanıldığında kurum, karlı dahi olsa büyük orandaki bu yeniden yapılandırmadan dolayı birdenbire korkunç bir zarar ile karşı karşıya gelmişlerdir.
Böyle bir durumun da gerek kurum açısından gerekse bankalar açısından veya dışarıdan bakanlar açısından büyük mahzurlar doğurmuştur.
Diğer yandan böyle bir durumla şimdiye kadar karşılaşmamış olan meslekdaşlarımız da şaşırmış ve tereddüde düşmüşlerdir.
Fakat, bu tereddüt ve şaşkınlığa rağmen muhasebede gerekli kayıtlar yapılmış ve
Sonuç olarak 6111 sayılı af yasası veya yeniden yapılandırma yasasının fiili olarak kayıtlara intikal ettirilmesinden sonra kurumların bilanço ve gelir tablolarında umulmayacak derecede büyük bozulmalar meydana gelmiştir.
Af yasasının yürürlüğe girdiğinin ertesi yılı ise daha büyük problemlerle karşılaşılmıştır.
1. Bankalara verilecek bilançolarda firma karlı olduğu halde 580 no.lu geçmiş yıl zararları hesabında büyük bir geçmiş yıl zararları bulunmaktadır.
2, Bu zararın neden doğduğu, her seferinde kredi veren kuruluşlara açıklanmak zorunda kalınmaktadır.
3. Ne kadar izah edilirse edilsin, kurumun kredi itibarı düşmektedir.
Peki, af yasasından doğan bu zarar nasıl ortadan kaldırılacaktır?
Bu konu, af yasasının çıktığından beri bir çok meslek mensubu, bankacı ve hatta maliyeci tarafından üzerinde düşünülmekte, konuşulmakta ise de çözüm için herhangi bir tebliğ çıkarılmamıştır.
Bu konuda bazı sorular bulunmaktadır.
a. Kanunla belirlenen bir vergi nasıl kanunen kabul edilmeyen gider olur?
Buna verilecek cevap: Kanunla belirlendiği için KKEG olur.
b. Özkaynakta takip edilen geçmiş yıl zararları içinde kalan KKEG nasıl kaldırılır?
c. Bu durum, özkaynağı azalttığından KKEG ortaklar cari hesabından mahsup edilebilir mi?
d. Bunun gibi bir çok soru doğmakta ve yazan çizen bizim gibi meslek mensuplarına sorulmaktadır.
6111 sayılı yasa sonucu doğan KKEG giderlerinin tasfiyesi için açıklayıcı bir sirküler veya
tebliğ çıkarılırsa iyi olacaktır.
Bana göre :
Bilançoda geçmiş yıl zararları içinde bulunan 6111 sayılı yasadan doğan KKEG
(kanunen kabul edilmeyen giderler) devletin şirket ortaklarına verdiği bir lütuftur. Bu lütuftan faydalanan şirket ortakları, gerek bilançonun düzeltilmesi ve gerekse muhasebe prensipleri göz önüne alındığında söz konusu GEÇMİŞ YIL ZARARLARINI ileride doğacak karlardan karşılamalıdırlar.
Yani, bilançosu karlı hale gelen firmalar, önce bu geçmiş yıl zararlarını kardan karşılamak yoluna gitmelidir.
Tabii, burada kar dağıtım vergisi konusu doğmaktadır.
Bilindiği üzere, geçmiş yıl zararlarının maliyece kabul edilmeyen kısmı ortakların borcudur ve ortakların bunu ödemesi gerekir.
Eğer ortaklar, maliyece kabul edilmeyen geçmiş yıl zararlarını kardan karşılamaya kalkarlarsa
a. Önce kar dağıtımı yapacaklar ve dağıtılan kardan alacaklı olacaklar
b. Daha sonra maliyece kabul edilmeyen geçmiş yıl zararları , ortakların alacaklarından mahsup edilecektir.
c. Peki, hisse senetleri hamiline ise ne olacak?
d. Bu durumda, geçmiş yıl zararlarının mahsubunda, kar dağıtımı yapılmış gibi vergi hesaplanacak ve bu vergiden sonraki kısım mahsup edilerek geçmiş yıl zararları kapatılabilecektir.
Bu çözüm şekli benim fikrimdir. Bilançoların düzeltilmesi, bankacılık sistemi ve ortaklar açısından ele alındığında, bu konuda Maliye Bakanlığının bir açıklama yapması gerekmektedir.
Cevdet Akçakoca
Yeminli Mali Müşavir