Bursa, 06.Ağustos .2013
TÜRKİYE VE 21. YÜZYIL ( 2)
Friedman uzun zamandır beklenen ve çok enteresan iddialar bulunan yeni kitabında gözünü geleceğe —21. Yüzyıl boyunca dünyada beklenebilecek değişimlerin net ve anlaşılır öngörüsünü sunarak— çeviriyor. Friedman, gelecekte savaşların nerede ve neden çıkacağını (ve nasıl savaşılacağını), hangi milletlerin ekonomik ve politik güç kazanacağını ya da kaybedeceğini ve yeni teknoloji ve kültür eğilimlerinin yeni yüzyılda yaşam biçimimizi nasıl değiştireceğini açıklıyor.
Gelecek 100 Yıl yüzyıllar öncesine dayanan jeopolitik modelleri ortaya koyuyor. Friedman yeni milenyumun ve yeni bir çağın başında bizi bekleyen yeni değişimlerin neler olduğunu anlatmaya çalışıyor , bir çok değişimler olacağını ve:
Türkiye Meksika ve Polonya yeni büyük güçler olarak öne çıkacak, diyor..
George Friedman, gelecek 10 yıl kitabında ise yine Ortadoğu’da İran tehlikesine karşı Türkiye’nin denge unsuru olacağını anlatıyor.
TÜRKİYE’DEKİ DEĞİŞİM:
Bu arada Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi ve Tayyip Erdoğan işbaşına geliyor.
Ülke’de dışa açılma, ihracat artışı, dış borçların görece azalması, ama fiili olarak artması, ihracatın ithalatı karşılayamaması ve fakat buna rağmen cari açığın kolayca kapanabilmesi, Türkiye’nin tarihinde ilk defa çok büyük oranda yabancı yatırımlar geliyor, özelleştirmeler yapılıyor ve bütçe açıklarının azalması ortaya çıkıyor. Türkiye’nin kendine güveni geliyor ve birdenbire Türkiye, gerek dünyada ve gerekse Ortadoğu’da çok önemli adımlar atmaya başlıyor.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bundan sonra çok daha fazla adım atma ilerleme imkanımız olacak. Hiç endişeniz olmasın 21. yüzyıl bir Türkiye yüzyılı olacaktır." Diyor, diyor ammaaaa:
Bugüne geldiğimizde, 2013 yılının Mayıs sonundan itibaren, birdenbire, Türkiye ile ilgili dünyadaki olumlu havanın değiştiğini, Türkiye’de ister demokratik istekler için, isterse iddia edildiği gibi komplolar sonucu olsun, bir patlama oluyor. Gezi olayları doğuyor. Suriye’de savaşı Esed (Esat) kazanacak gibi görünüyor. Gerek bölgede ve gerekse dünyada Tayyip Erdoğan’ın gitmesi şeklinde istekler ortaya çıkıyor.
Ülke içinde de, ülkenin en büyük işadamları ve holdinglerin yine Tayyip Erdoğan ve hükümetinin gitmesi için uğraştığı iddia ediliyor.
BÜTÜN BU GELİŞMELERİN SONUCU:
a. 21. Yüzyılın Türkiye yüzyılı olacağı konusunda büyük şüpheler doğuyor.
b. Komplo teorileri alabildiğine artıyor.
c. Tatbik edilen ekonomik sistemin sonucu zaten zor durumda olan küçük esnaf daha da zor duruma düşüyor.
d. Bilhassa ülkenin sol aydınlarında bir devrim olacağı beklentisi artıyor.
e. İşler duruyor, ihracatta teklemeler başlıyor.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Değerli dostlarım, sevgili okurlar, bütün bu çalkantılar geçecek ve Türkiye yolunda devam edecek, 21. yüzyıl Türk yüzyılı olacak. Neden derseniz? Ülkenin dışa açılmış olan işadamları geri dönüşün olmayacağını biliyorlar. Son zamanlarda Mısır olaylarının Türkiye’yi de etkileyeceğini yazmıştım. Ama eminim ki, Brezilya ve Endonezya ile Türkiye’de tatbik edilmeye çalışıldığı iddia edilen oyunlar tutmamıştır. Bu sebeple geri dönüş olmayacak ve Türkiye bugünleri de en kısa zamanda atlatacaktır.
Ülkeyi şekillendirecek olanlar dışa dönük iş adamlarıdır.
Yeter ki kendi aramızda bölünmeyelim.
Yeminli Mali Müşavir
Cevdet Akçakoca