Bursa, 12.Haziran.2014
YİNE BAĞIMSIZ DENETİM
Bugünlerde, konunun gereği sayın, lütfen reklam saymayın. Meslektaşlarla birlikte yeni bir atılımda bulunduk. Şu anda Bursa’da Yeminli Mali Müşavirlerin ortak olduğu bir bağımsız denetim şirketi kuruldu, tescil edilmek üzere.
Uluslararası muhasebe standartları,(UMS), Türkiye Muhasebe Standartları (TMS-Bağımsız Denetim Standartları BDS) , Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) ve bunun izdüşümü olan Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) konusu bu defa çok yoğun olarak karşımıza çıktı.
Daha önce defalarca yazdığımız gibi, dünyada sınırlı sayıda denetim yapılıyor. Türkiye’de de şu anda 3.500 civarında firma bağımsız denetime tabi olmak üzere. Sözleşmeler yapılıyor, denetçiler yetişiyor. İnşallah umulan verimlilik de elde edilir. Bu arada da bağımsız denetime tabi firmaların sınırları değiştirilerek belki de önümüzdeki yıl 20.000 civarında firmanın bağımsız denetime tabi olması konusunda çalışmalar yapılıyor.
Bağımsız denetimle ilgili her türlü eğitimi gördük. Firma kurmaya çalışıyoruz. Hizmet vereceğiz. Ancak, gerek dünyada ve gerekse ülkemizde bağımsız denetimin bir ayağının hala eksik olduğu kanaatindeyim.
Bağımsız denetim tamamlandığında bir görüş sunuluyor. Özellikle BDS 700 ve 705 görüş oluşturma ve raporlama ile olumlu görüş dışında görüş bildirme konusunu işliyor. Netice olarak, denetçinin görüşü ve denetim raporundaki görüş: firmanın işlemlerinin Bağımsız Denetim Standartlarına uygun olup olmadığı konusundadır.
Gerek Türkiye’de ve gerekse dünyada bağımsız denetime tabi bir çok firmanın, birdenbire güç duruma düştüğünü ve battığını görüyoruz.
Bana göre Bağımsız Denetim Standartlarında bir eksik var. Firmanın gelecek durumunun nasıl olabileceği, güç durumda olma ihtimalinin kuvvetlendiği gibi görüşlere de ihtiyaç vardır.
Yayımlanan BDS 800 e kadar olan standartlar güç durumda olan veya batma ihtimali olan bir işletmenin nasıl raporlanacağını , nasıl bir görüş belirtileceğini düzenlememektedir.
Türkiye’de bu sistem, yani bağımsız denetim sistemi tatbikatı esas olacaksa, (ki kamu otoritesi yani Kamu Gözetimi Kurumu bu sistemi oturtmakta çok ciddi olarak çalışıyor) o zaman güç duruma düşmek üzere olan firmaları da belirleyecek, bu konuda ikazlarda bulunacak bir standart da gereklidir diye düşünüyorum.
Devamlılık şartının bu esası yerine getirmediği kanaatindeyim. İşletmenin güç duruma düşmesi halinin de kesin olarak bir standart konusu olması gereklidir.
Cevdet Akçakoca
Bağımsız Denetçi
Yeminli Mali Müşavir